- agrıtmak
- ağrıtmak I, 261
Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini. 2009.
Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini. 2009.
ağrıtmak — i Ağrımasına yol açmak Bu koku başımı ağrıttı … Çağatay Osmanlı Sözlük
ağrıtmak — icâ ve ilam etmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
baş ağrıtmak — tedirgin etmek, bıkkınlık vermek, can sıkmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
başını ağrıtmak — 1) gereksiz sözlerle birini bunaltmak 2) bir iş için birini tedirgin etmek, uğraştırmak İkide bir ah Çingeneler vah Çingeneler diye gelip böyle başımı ağrıtma. O. C. Kaygılı … Çağatay Osmanlı Sözlük
baş — 1. is., anat. 1) İnsan ve hayvanlarda beyin, göz, kulak, burun, ağız vb. organları kapsayan, vücudun üst veya önünde bulunan bölüm, kafa, ser Sağ elinin çevik bir hareketiyle başındaki tülbendi çekip aldı. N. Cumalı 2) Bir topluluğu yöneten kimse … Çağatay Osmanlı Sözlük
ağrıtma — is. Ağrıtmak işi … Çağatay Osmanlı Sözlük
izaç etmek — bunaltmak, tedirgin etmek, baş ağrıtmak Fısıltıları bu sakin adamı gıdıklıyor, izaç ediyor. H. E. Adıvar … Çağatay Osmanlı Sözlük
su kaçırmak — 1) su sızdırmak 2) argo baş ağrıtmak, can sıkmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
tasdî' — (A.) [ ﻊیﺪﺼﺕ ] baş ağrıtma, rahatsız etme. ♦ tasdî etmek baş ağrıtmak, rahatsız etmek … Osmanli Türkçesİ sözlüğü
acıtmak — talhnak etmek, cansuz ve meraretli ve şedid olmak, ağrıtmak, tefcih etmek, cefa ve eziyet vermek … Çağatay Osmanlı Sözlük